Yetişkinlerde atopik dermatit

Genellikle uzun zaman alabilen Atopik dermatit teşhisi, ilk belirleyici adımdır. Dolayısıyla belirtilerin gördüğünü an bir uzmana başvurmak daima iyi bir fikirdir. Doktorun reçete ettiği tedavi, atopi atakları ile başa çıkmak için yardımcı olacaktır. Başlı başına sadece bu bile kişi için oldukça büyük bir fark yaratacaktır.

Her şeye rağmen, hastalar genellikle doğru uzmanları bulmakta, atopik ciltleri hakkında bilgi edinmekte ve ciltleri için doğru ürünleri seçmekte zorlanıyor gibi görünmektedir. Yaşları kaç olursa olsun ister doğrudan ilgili, ister atopik ciltli bir çocuğun ebeveyni olsun, kendi deneyimlerini, şüphelerini ve sorularını paylaşmak iyi gelecektir. İşte, günlük hayatta da bu rahatsızlığı daha iyi yönetme konusunda strese karşı kişiyi arındırıp rahatlatmaya yardımcı olacağını üdşündüğümüz birkaç fikir!

Atopik cilt, topikal tıbbi tedavilere ek olarak kesinlikle dermokozmetik bakıma da ihtiyaç duyar. Atopik cilt söz konusu olduğunda, dermatologların ilk tavsiyesi her gün doğru bir nemlendirici krem kullanmaktır. Dolayısıyla hijyen ve bakım için doğru ürünü seçmek en iyisidir. Yanlış bir ürün seçimi, hızla bir kaşıntı atağına dönüşebilir. Cilt için gerçekten uygun ürünleri bulmak önemlidir. Özellikle alerjik ve atopik cilde özel etiketlere bakılmalıdır. Bu etiketler açıklık ve şeffaflık için özel olarak oluşturulmuştur.

bebekler için egzama kremi
Emollient plus

‘‘Emollient plus’’

2018'den beri, atopik dermatitli çocukların ve yetişkinlerin tedavisi için Avrupa önerileri tanımlanmaktadır. Bu girişim, Avrupa Dermatoloji ve Zührevi Bilimler Akademisi de dahil olmak üzere bir dizi bilimsel ve ilmi dernekler ve kurumlar tarafından başlatılmıştır. Bu dernek ve kurumlar, atopik cilt bakımında özellikle nemlendirme ihtiyacındaki en iyi uygulama konusunda bir fikirbirliğine varmıştır. "Emollient Plus" kategorisi, bileşimi ve etkinliği açısından bu tavsiyeleri karşılayan dermokozmetik ürün kategorilerini belirtmektedir

Daha fazla bilgi için: "Atoderm Intensive Balm: Atopik Cilt Bakımında En Çok Tercih Edilen Ürün"

ECARF European Centre for Allergy Research Foundation

Ecarf, cilt alerjilerine yönelik bir Avrupa etiketi

Avrupa Alerji Araştırma Vakfı (ECARF), 2006 yılında Almanya'da kurulmuştur. 30'dan fazla ülkede bulunan bu bağımsız bilim komitesi, ürünlerin alerjisi olan kişilerin ihtiyaçlarını karşıladığını bir etiketle teyit etmektedir.

AFPRAL Association for the Prevention of Allergies

AFPRAL, cilt alerjilerine yönelik bir Fransız sertifikasıdır.

Fransız Alerji Önleme Derneği (AFPRAL), 1991 yılında gönüllü hasta aileleri tarafından kurulmuştur. AFPRAL tarafından önerilen ürünler, alerjileri önlemeye yardımcı bir yaklaşımla üretilmiş ve imal edilmiş ürünlerdir. Ürünler, alerji ilişkili farklı patolojilerle uğraşan kişilere gerçekten fayda sağlamalıdır. Atopik dermatiti olan kişlere, alerjik bir hastalığa sahip olmasalar da bu sertifikayla daha fazla güvenirlik sağlanmaktadır. AFPRAL tarafından önerilen ürünleri görmek için web sitelerini ziyaret edebilirsinizhttps://allergies.afpral.fr

cilt hastalıkları için dernekler

Birinin atopik dermatiti olduğunda toplumdan uzaklaşmak için artık hiçbir sebep yok. Dünya çapında çok sayıda dernek; topluma, hastalara ve ailelerine yönelik etkinlikler düzenleyerek atopinin tanınması konusunda mücadele ediyor. Bu dernekler gerçekleştirdikleri pek çok eylem ve etkinlik aracılığıyla destekleyici ve sabırlı toplumlar yaratarak insanların hissedebilecekleri yalnızlık ve dışlanmışlık hissini azaltmaya yardımcı oluyor. Tavsiye ve destek almak için yerel derneklerle iletişime geçmekten çekinilmemelidir.

  • Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği
  • Deri ve Zührevi Hastalıkları Derneği
  • Türk Dermatoloji Derneği
  • Alerji ile Yaşam Derneği
  • Pediatrik Dermatoloji Derneği
  • Kozmetik Araştırmacıları Derneği
  • Türkiye Patoloji Derneği
  • Türk Yara İyileşmesi Grubu
  • Türkçe Konuşan Deri Bilimcileri Derneği...

 

Ayrıca, oldukça aktif çalışan hasta ve doktorlardan oluşan topluluklar da bulunmaktadır. Bioderma'nın çalışmalarına destek verdiği Atopi Okulu topluluğu, multidisipliner sağlık çalışanları ekibi tarafından bu konuda ortaklaşa yazılan makaleler yoluyla atopik hasta topluluğunu desteklemektedir. Burada kişilerin atopik cilt ile ilgili sorunları daha iyi yönetmesine ve tedavilerini kolaylaştırmaya yardımcı olacak ipuçlarını ve pratik önerileri bulunmaktadır.

Terapötik eğitimin değerli katkısı

Dünya çapında, çoğunlukla hastanelerde ve bazen de özel tıbbi muayenehanelerde olmak üzere, 2010 yılında resmi olarak atopik dermatit bakım programının bir parçası haline gelen yaklaşık 80 Atopi Okulu bulunmaktadır. Bu okullar, çocuk ve yetişkinlere multidisipliner bir psikoeğitimsel yaklaşım kullanarak terapötik eğitim sağlamaktadır.  Okullarda her yaştan hastaya faydalı olacak bilgiler sunularak tedavilerden günlük yaşama kadar patolojinin tüm yönleri ele alınmaktadır!

Atopik tedavilerde tamamlayıcı ve destekleyici çözümler

Geleneksel tıbbın yanı sıra, kaşıntı ve stresi azaltmada alternatif yaklaşımlar da oldukça yararlı olabilir. Dermatologlar tarafından reçete edilen tedavinin yerini almamakla birlikte, bu tür yaklaşımlar durumla daha iyi baş etme konusunda ebeveynlere, çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere psikolojik destek sağlama açısından oldukça faydalıdır. Buradaki düşünce, inanç ve ihtiyaçler takip edilerek bakımlarına yardımcı olunmaktadır.

  • Stresi azaltmak, huzurlu hissetmek ve kaşıma dürtüsünü yatıştırmak için meditasyon, yoga, kalp-nefes senkronizasyonu (cardiac coherence) egzersizleri ve diğer yatıştırıcı teknikler denenebilir.
  • Atopik dermatit, kaygılı ve depresif hislere neden oluyorsa ve herkesten dışlanmış hissettiriyorsa, cilt problemlerinin farkında olan bir psikoloğa danışmaktan çekinilmemelidir. Zorluklardan kurtulmanın en iyi yolu, özgüven geliştirmek veya kaybedilen özgüveninizi geri kazanmaktır.
  • Tamamlayıcı tıp konusunda açık fikirlere sahip hastalar, sofroloji ve akupunkturdan da yardım alabilir. 2020 yılında yayınlanan birçok farklı çalışmanın yer aldığı bir analize göre özellikle akupunktur, atopi ve kaşıntı ataklarının şiddeti konusunda ümit verici sonuçlar doğurmuştur.

Sanatsal faaliyetlerin de ruh hali ve cilt üzerinde inkar edilemez etkileri olabilir. Çok sayıda çalışma, sanat terapisinin ve yaratıcı sürecin benlik saygısı üzerinde, özellikle benlik imajı ve sosyal ilişkilerle ilgili problemler konusunda, oldukça faydalı etkilere yol açtığını göstermiştir. Buradaki amaç bir sanatçı olmak değil, sanat aracılığıyla iyi oluşu daha iyi bir noktaya çıkarmaktır. Müzik, yazı, tiyatro, dans ve heykel... İlhamın peşinden koşmak önemlidir!

 

1 Acupunct Med. 2020 Şubat;38(1) :3-14 Ruimin Jiao, Zhongyang Yang, Yang Wang, Jing Zhou, Yuxiao Zeng, Zhishun Liu
2 Allergy 2012 Şubat, Florian Pfab Technische Universität Munich & Harvard Medical School Boston

Kaşıntıya Karşı Mücadelede Müzik Terapisi

2020 yılının Aralık ayında yayınlanan bir ileriye yönelik çalışmada1, 20 dakikalık bir müzik dinletisi ile psikolojik olarak gevşeme seansının kaşıntıdan mustarip hastalar üzerinde olumlu etkilere yol açıp açmadığı incelenmiştir. Müzik terapisi, kaşıma dürtüsünü azaltmanın basit ve erişilebilir bir yoludur. Müzik terapisi seansları bir sağlık uzmanı (doktor, psikoterapist...) tarafından reçete edilebilir. Güvenilir uygulayıcılar bulmak için resmi eğitim kurumlarına danışılmasında fayda vardır.

1 Müziğin kaşıntı üzerindeki etkinliği: bir açık, randomize atanmış ileriye yönelik çalışma – S. Demirtas, C. Houssais, J. Tanniou, L. Misery. Annals of Dermatology and Venereology – Aralık 2020

Epidermis Projesi ile Kusurlu Cilt Portreleri

Sophie Harris-Taylor,  "Epidermis" adını verdiği bir proje kapsamında Instagram hesabında bir dizi sanatsal fotoğraf paylaşan 29 yaşında bir İngiliz fotoğrafçı. Amacı cildi ve kusurlarını mercek altına almak, kadınların yüzlerini makyajsız ve rötuş yapmadan doğal halleriyle göstermek: akne, sedef hastalığı, vitiligo, hiperpigmentasyon, egzama... Sophie'nin kendisi de şiddetli sivilcelerden mustarip olduğu için fiziksel görüntümüzün farklı bir temsilini sağlamak isteyerek çeşitliliğe yönelmiş ve beden olumlama hareketine katılmıştır.

Bu, bir yandan kabul görmüş zihniyeti değiştirirken güçlüklere karşı savaşmaya, bir yandan da mücadeleye ve yardımcı olacak terapötik çözümler bulmaya adanmış bir yaklaşımdır... Güçlü kalmak için her türlü nedenimiz var!